Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı öncesi, 6552 sayılı Kanunun 121. Maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’ nun 15. maddesine “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi, alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetlerini aksatacak şekilde yapılamaz.” ek fıkrası eklenmiş, 123. Maddesi ile de aynı kanuna geçici 8. madde olarak “15 inci maddenin son fıkrası hükümleri, devam eden her türlü icra takipleri hakkında da uygulanır. Bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış icra takipleri gereğince konulan tüm hacizler, söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” hükmü eklenmişti.
Düzenleme ile belediyenin mallarına (veya alacaklarına) haciz işlemi uygulanmadan önce belediyeden borca yetecek miktarda haczedilebilecek mal sorulması, belediyenin on günlük süre içerisinde bildireceği mallar üzerine haciz konulması şartı getirilmişti. Düzenleme ile sadece belediyenin bildireceği mallar üzerine haciz konulabilecek, belediyeye ait olduğu tespit edilen fakat belediye tarafından bildirilmeyen mallar veya alacaklar üzerine haciz konulamayacaktı. On gün içerisinde mal beyan edilmemesi halinde de yapılacak haciz işleminin ancak alacak miktarı ile sınırlı olacağı düzenlenmişti.
Geçici 8. madde ile de düzenlemenin devam eden icra takiplerine uygulanarak maddenin yürürlük tarihi olan 10.09.2014 tarihinden önce yapılmış icra takipleri gereğince konulan haczin kaldırılması sağlanmıştı.
Uygulamada belediyeler borçlu oldukları bütün icra dosyalarına aynı taşınır/taşınmaz listesi vererek haczin bu mallara konulmasını talep etmekte, bütün dosyalardan bu mallar üzerine haciz konulmakta, bu durumun sonucu olarak da sonradan haciz talep eden alacaklı yönünden hacizli malın paraya çevrilmesi güçleşmekte ve paraya çevrilen taşınmazdan diğer alacaklılara pay düşmeme tehlikesi doğmaktaydı.
Fakat 17/06/2015 tarihinde, belediyeler aleyhinde yapılan icra takiplerinde, belediyelerin mallarına doğrudan haciz konulmasını engelleyerek borçlu belediyenin gösterdiği mallar üzerine haciz konulmasını sağlayan 03.07.2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesine 6552 sayılı Kanun’un 121. maddesiyle eklenen fıkranın 1. cümlesinde yer alan “…ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır.” ibaresi, Anayasa Mahkemesi’nin 17.06.2015 gün ve 2014/194 E. 2015/55 K. no’lu kararı ile iptal edildi.
Alacaklıların alacaklarına kavuşmalarını sağlayacak başkaca bir yöntemin de öngörülmediği düzenlemenin mülkiyet hakkının kullanılmasını ölçüsüzce sınırlandırdığı, kanunlara göre tespit edilmiş bir alacak hakkının cebri icra yoluyla elde edilmesini zorlaştırdığından hukuk güvenliği ilkesiyle bağdaşmadığı, mahkeme kararı ile tespit edilen alacağın elde edilmesini zorlaştıran kuralın hak arama özgürlüğünü etkisiz hale getirdiği belirtilerek düzenlemenin demokratik toplum düzeninin ve hukuk devletinin gereklerine uygun olmadığına karar verildi.
Aynı fıkranın 2. cümlesinde yer alan “…veya kamu hizmetlerini aksatacak şekilde yapılamaz…” ibaresi ile 6552 sayılı Kanun’un 123. maddesiyle eklenen geçici 8. maddesinin de tamamen belirsiz ifadeler içerdiği, eski hacizlerde para haczi varken mevcut haczi kaldırarak taşınmaza haciz konulmasının taşınmazın satış süresinin ortalama 2-3 yıl gerektirmesi, masrafların asgari 3.000,00 TL -3.500,00 TL yi bulması masrafsız kısa sürede alınması mümkünken alacağı belirsiz bir süreye ve masraflı olarak ötelemenin demokratik bir ülkenin savunamayacağı durum olacağı ikinci maddeye uymadığı gerekçesiyle söz konusu ibareyi de iptal eden karar, 26.06.2015 gün ve 29398 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı. (İptal kararının tam metni aşağıdadır.)
İptal kararı sonrasında oluşan duruma göre ise Belediyelerin haczedilemez malları dışında kalan tüm malları haczedilebilir. Haczedilemez malları dışında kalan mallar açısından ise malın Belediye’ye ait olmasının özel kişiye ait olmasına nazaran imtiyazlı bir durumu (Belediye Kanununun 15. Maddesinde yer alan icra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir. On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi, alacak miktarını aşacak şekilde yapılamaz.) hükmü dışında kalmamış olup, Belediye’nin haczedilemez malları dışındaki tüm para ve malları genel hükümlere göre haczedilebilir.
İİK’nun 82. Maddesine göre Devlet malları ile diğer özel kanunlarda haczi mümkün olmadığı ifade edilen mallar haczedilemez. Bu kapsamda Belediye Kanunu’nun özel kanun olduğu hususunda duraksama bulunmadığına göre Belediye Kanununda gösterilen Belediye mallarının haczedilmesi İİK’nın 82. Maddesi dolayısıyla mümkün değildir. Belediye Kanununa göre ise Belediyelerin haczedilemeyecek malları şunlardır:
1. Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez.
2. Kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanlarındaki gayrimenkul sahipleri ve 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanuna istinaden, hak sahibi olmuş kimselerle anlaşmaları halinde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanında hakları verilir. Anlaşma sonucu belediye mülkiyetine geçen gayrimenkuller haczedilemez.
3. Belediye Kanununun Geçici 5. Maddesinde yer alan durumda İlgili kuruluşun uzlaşma ve hacizlerin kaldırılmasına dair başvurusunun uzlaşma komisyonunca kabul edilmesini müteakip 31.12.2004 tarihinden önceki borçlar için tatbik edilen hacizler kaldırılması hükmüdür.
Yukarıda ifade edilen durumlar dışında Belediyenin maliki olduğu malların haczedilmesi hususu artık herhangi bir özellik arz etmemektedir.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI